10 Mayıs 2013 Cuma

FEN VE TEKNOLOJİ



DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER



İnsan vücudunun özelliklerinin ilk keşfedilmeye başladığı yıllarda, bilim insanları vücudumuzda gerçekleşen binlerce olayın nasıl olup da düzenli bir şekilde yapıldığına şaşırmışlardır.
Eğer vücudumuzda gerçekleşen olayları biraz daha yakından incelersek bulacağımız sonuçlar bizleri de hayrete düşürebilir. Vücudumuz birçok olayı biz farkında olmadan gerçekleştirmektedir.
Örneğin, uyuduğumuzda hala nefes almamız, heyecanlandığımızda kalbimizin hızla çarpması, göz kapaklarımızın bir tehlike karşısında anında kapanması, besinlerin sindirilmesi, kan şekerinin ayarlanması gibi birçok karmaşık olay vücudumuz tarafından hızla gerçekleştirilir.
Düzenli bir şekilde gerçekleşen bu vücut olaylarının bazı merkezler tarafından yönetildiğini düşünmek zor değildir.
Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler olarak bilinen bu sistemlerin görevi vücutta gerçekleşen olayları düzenlemektir.

• Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler iki gruba ayrılır:

1. Sinir Sistemi

2. İç Salgı Bezleri

1. SİNİR SİSTEMİ

Sinir sisteminin görevi vücuda dışarıdan gelen uyarıların değerlendirilmesi, uyarılara uygun tepkilerin vücutta oluşmasını sağlamaktır. Örneğin;
Sıcaklık uyarısı karşısında terleme cevabı,
Korku uyarıcısıyla heyecanlanma tepkisi,
Işık uyarısıyla görme olayının gerçekleşmesi,
Bilgilerden yola çıkarak düşünme, yazma, okuma gibi olayları sinir sistemimiz gerçekleştirir.
Sinir sistemi de iki guruba ayrılmaktadır.





A- Merkezi Sinir Sistemi

Merkezi sinir sistemi organlardan oluşmaktadır. Bu organlar şunlardır:
Beyin
Beyincik
Omurilik Soğanı
Omurilik
Omurilik soğanı hariç diğer organlarımız kafatası içinde yer alır. Omurilik ise ense bölgesinden kuyruk sokumuna kadar uzanır.


Beyin: 

5 duyu organından gelen bilgileri değerlendirir.
Konuşma ve isteğimizle yaptığımız(istemli) davranışları yönetir.
Acıkma, susama, uyku ve uyanıklık halimizi belirler.
Vücudumuzun sıcaklığını ve kan basıncını(tansiyon) düzenler
.


Beyincik:

Vücudun denge ve hareketini ayarlar.
Kol ve bacaklarımızın uyumlu şekilde çalışmasını sağlar
.


Omurilik Soğanı:

İsteğimiz dışında çalışan iç organlarımızı yönetir. (Karaciğer, mide, akciğer)
Solunum, dolaşım, boşaltım ve sindirim sistemimizi yönetir.
İsteğimiz dışında da gerçekleştirilen solunum, yutma, kusma, hapşırma, öksürme, kusma, çiğneme gibi olayları yönetir.


Omurilik:

Beynimizle vücut organları arasında bilgi taşınmasını sağlar.
refleks davranışlarını gerçekleştirir.



                                    MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ ŞEMASI












B- Çevresel Sinir Sistemi

Merkezi sinir sisteminin gönderdiği bilgilerin organlara ulaştırılması, organlardan gelen uyarıların beyne taşınması çevresel sinir sistemi sayesinde gerçekleştirilir. Çevresel sinir sistemi vücudun her tarafını saran sinir hücrelerinden (nöronlardan) oluşmuştur.
Çevresel sinir sisteminin görevini biraz daha açıklamak gerekirse;
Örneğin, beyin “yazı yazma” kararı almışsa bu kararın parmak kaslarına kadar ulaştırılması gerekir. Aksi taktirde alınan kararlar gerçekleştirilemez. Bu bilgileri ulaştıracak yapılar sinir hücrelerinden oluşmuş olan çevresel sinir sistemidir.
Yine sıcak bir cisme dokunduğumuzda “sıcaklık” uyartısının beyne taşınması gerekmektedir.







2- İÇ SALGI BEZLERİ

Çeşitli sıvılar salgılayabilen organlara “bez” ismi verilir.(Tükürük bezi gibi)
İç salgı bezleri Hormon ismi verilen özel sıvılar üreten organlardır. Hormonların her biri çeşitli vücut özelliklerini düzenlemekle görevlidir.


Hormonlar:


İç Salgı Bezlerinde üretilir.
Kan yoluyla taşınır
Etkileri geç görülür ama uzun süre devam eder.


Aşağıda bazı iç salgı bezleri ve bunların ürettiği hormonların görevleri verilmiştir. Tabloda verilenlerden başka hormonlarda bulunmaktadır.




İÇ SALGI BEZLERİ
SALGILADIĞI HORMON
HORMONUN GÖREVİ
Hipofiz
Büyüme Hormonu
1.                         İç salgı bezlerinin çalışmasını düzenler
2.                         Büyümeyi sağlar
3.                         İç salgı bezleri ve sinir sistemi arasındaki uyumu sağlar
Tiroit
Tiroksin Hormonu
Vücudumuzdaki kimyasal olayları (metabolizma) ve büyüme, gelişmeyi düzenler.
Böbreküstü
Adrenalin Hormonu
Heyecan, öfke, korku, coşku anlarında metabolizmayı hızlandırır.
Pankreas
İnsülin
Kan şekerini düşürür.
Glukagon
Kan şekerini arttırır.
Eşeysel Hormonlar
Yumurtalık
Eşeysel Hormonlar
(östrojen, progesteron)
1.                         Ergenlik döneminde dişiye ait özellikleri geliştirir.
2.                         Dişi üreme hücreleri olan yumurtaların gelişmesini sağlar.
Testis
Eşeysel Hormonlar
(testosteron)
1.                         Ergenlik döneminde erkeğe ait özellikleri geliştirir.
2.                         Erkek üreme hücresi olan spermlerin oluşmasını sağlar.



                       



                       KONU DEĞERLENDİRME TESTİ





1-  Canlıların korku, heyecan vb. durumlarda böbrek üstü bezlerinden salgıladıkları adrenalin
hormonunun etkisinin ortadan kalktığı halde, kalp atış hızının çok geç düzene girmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir? 
A)    Hormonun kalbi çok etkilemesi
B)    Hormonun kan yoluyla taşınması
C)    Hormonun yıkımının çok geç tamamlanması
D)    Böbrek üstü bezinin karma yapısının olması

2-  Bir güvercinin aşağıdaki organlarından hangisi çıkarıldığında güvercin dengesini sağlayamaz?
A)    Beyincik
B)    Beyin
C)    Omurilik soğanı
D)    Omurilik 
3-  Aşağıda verilenlerden hangisi merkezi sinir sistemi organlarından değildir?
A) Beyin              
B) Omurilik   
C) Omurilik soğanı    
D) Omurga 
4-    Büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere dönüştürülmesidir. Yukarıda verilen ifade aşağıdaki kavramlardan hangisini açıklamaktadır? 
A) Boşaltım     
B) Sindirim   
C) Dolaşım        
D) Solunum
5- .Böbreküstü bezlerinin salgıladığı hormon aşağıdakilerden hangisidir? 
A)Tiroksin     
B)Adrenalin    
C)Büyüme Hormonu  
D)İnsülin

CEVAPLAR
1)C    2)A    3)D    4)B    5)B


6 Mayıs 2013 Pazartesi

en eski araba



               İnsanların arabayı yapmasında, tekerleğin bulunmasının önemli rolü vardır. Eldeki en eski bilgilere göre arabanın ilk olarak Türkler tarafından Asya'da yapıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre ise, M.Ö. 2500 yıllarından itibaren Orta Asya'da kullanılmaya başlanmış ve oradan yayılmıştır.
              İlk zamanlar savaş arabaları şeklinde büyük önemi vardı. Fakat manevra kabiliyetinin az olması bu önemini kaybettirdi. Yalnız yük ve yolcu taşımacılığında kullanılmaya başlandı. Asya ve Önasya'da kullanılış tarihi bilinmeyecek kadar eski olmasına rağmen, Avrupa'da ortaçağda kullanılmaya başlanmıştır.